Marmara İletişim Mezunları Derneği
İLMEDİLMEDİLMED
+90 536 410 62 76
bilgi@ilmed.org.tr
Fatih / İstanbul

Seda Kaya Güler Eserleri

 

Kıpkırmızı:

Kitabın kahramanı genç bir kadın. Adı yok.

Önemi de yok. Bizden biri.

Otuzuna yaklaşmış. Evlenmiş, boşanmış. Aşkı arıyor ve tabii cinselliğini yaşamak istiyor. Hem aile hem de toplumsal baskılarla kuşanmış bu kadının hayatına bir gün bir erkek giriyor ve her şey değişiyor. O güne kadar seksle ilgili bildiği her şey alt üst oluyor…

Kitap 2012 yılında Epsilyon Yayınevi tarafından yayımlandı.

 

İş, Aşk ve Kadınlara Dair:

Çalışmak isteyen, para kazanan, meslek sahibi kadınların İş’teki serüvenlerini. Hemcinslerinin büyük bir çoğunluğu ev kadınlığıyla yetinirken, onlar neden dışarıda da çalışmayı tercih ediyor? Çalışırken yollarına kimler çıkıyor? Engelleri yıkmak için ne yapıyorlar? Yoksa en büyük engel kendileri mi? Hedefleri ne? Bunlara ulaşmak için kimlerle mücadele ediyorlar? “Kariyer ya da evlilik” ikilemine mi düşüyorlar yoksa “Hem kariyer yaparım hem de çocuk” diyerek süper kadınlığa mi soyunuyorlar? On farklı kadının hikâyesini okuyacaksınız yine. Aslında yüzlerce, binlerce kadının gerçek yaşam öyküsünü…

Kitap 2004 yılında Epsilyon Yayınevi tarafından yayımlandı.

 

Aşk Eski Bir Yalan:

Aşk güzel şey…

Aşık olmak daha da güzel…

Ama aşık olacak kişi varsa güzel!

Öyle hazırım ki aşka, aşkı yaşamaya.

Ama Allah kahretsin!

Aşık olacak kimse yok ortada…

Ya da benim yakınımda…

Kitap 2005 yılında Epsilyon Yayınevi tarafından yayımlandı.

 

Benim Adım Boncuk:

Kitap 2019 yılında A7 Kitap Yayınevi tarafından yayınlanmıştır.

Erkekte Kadın Korkusu: Erkekler kadınların her şeylerine karışıyorlar. Tüm yaşamlarına; okumalarına, evlenmelerine, sokağa çıkmalarına, makyaj yapmalarına, çalışmalarına, gülüp oynamalarına, televizyon seyretmelerine, çocuk doğurmalarına, düşündüklerini söylemelerine, politikayla uğraşmalarına… Neden? Kendine güvenen komplekslerinden arınmış, birey olmayı öğrenmiş bir erkek niye kadınları baskı altına almaya, ondan daha üstün olduğunu ispata çalışsın ki? Bu ancak erkek olmaktan başka hiçbir vasfı olmayan, toplumda kendini kanıtlayamayan, evin dışında varlığını gösteremeyen erkeklere özgü bir davranış. Erkek olmanın çok önemli olduğunu zannedip, hayatını erkeklik üzerine kuran ama sadece erkek olmanın hiçbir işe yaramadığını görüp, bunalıma giren erkekler kadını ezmek ister. Yetersizliklerini bilip bunu örtbas etmek istemelerinden kaynaklanıyor. Ne yazık ki, toplumumuzda bu tür erkekler çoğunlukta. Bu yüzden kadın-erkek ilişkilerinde sağlıklı bir ilişki kuramıyoruz, ne de toplum olarak ileriye gidebiliyoruz. Oysa erkeklerimiz, kadın korkusunu üzerlerinden atsalar rahatlayacaklar, kendileri için de her şey daha güzel olacak…

Eser 1996 yılında Altın Kitaplar Yayınevi tarafından yayımlanmıştır.

 

Bayan Değil Kadın x:

Gazeteciyim ben. Haberci. Haber veren. Bilgilendiren. Dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri, olup bitenleri, yenilikleri, buluşları, bilimsel verileri, kısacası her tür bilgiyi aktaran kişiyim. Bir anlamda aracıyım. Ülkeyi yönetenler, iş dünyasını belirleyenler, toplumu eğitenler, konularında uzman olanların ve sanatçıların görüşlerini aktarmakla yükümlüyüm.

Yaklaşık 36 yıldır bunu yapıyorum. Bu kitaptaki yazıların çoğu da 14 yıl boyunca aralıksız yazdığım Yeni Asır Gazetesi’ndeki yazılarımdan oluşan bir seçkidir. Bu seçki, okuduklarım, gördüklerim, gözlemlerim, deneyimlerim ve görüşlerine başvurduğum uzmanların söylediklerinden oluşuyor.

Yazarken hep bir şeylerin değişmesini umut eder insan. Bir işe yaramak, birilerinin ufkunu açmak, haksızlıkların, aksaklıkların, yanlışların giderilmesine katkıda bulunmak vb. İşimi hep severek yaptım. Bazen aynı konulardan söz etmek sıkıldım. Özellikle de toplumsal cinsiyet eşitsizliğini dile getirmekten; kadın ve erkeğin farklı oluşundan ama bu farklılıkların aynı haklara sahip olmalarını engellemediğinden ve bu iki cinsin her konuda eşit olduğunu yazmaktan.

Fakat yine de her şeye karşın yazmaya devam! Eşitsizlik ortadan kalkıncaya kadar yazmaya, anlatmaya devam!

Eser 2018 yılında A7 Kitap Yayınevi tarafından yayımlanmıştır.

 

Köpük Annem ve Ben:

İki aylıkken evimize geldi balköpüğü renginde kadife gibi tüylere sahip olan Köpük kızım. Erkek kardeşi Maksi de arkadaşım Leyla’nın köpeği oldu.

Gelişleriyle birlikte hayatımız renklendi, şansımız arttı, bereketimiz çoğaldı. Birlikte çok güzel anılar yaşadık.

Üç yaşındayken anne oldu tüylü kızım. Üçü dişi, üçü erkek yavrulara iki ay birlikte baktık. Yavrular anne sütünden başka mamalara geçince Boncuk dışında hepsini birer birer yeni sahiplerinin evine yolladık. Boncuk, annesinin yanında büyümeye devam etti. Böylece tasma sayımız ikiye çıktı.

Hafta sonları ve yazları Şile’nin en şirin köylerinden Karakiraz’da yaşamaya başlayınca başka köpeklerimiz de oldu. Lusi, Prens ya da Prenses, Karamel ve Dolar, 2. Köpük, Gina, Fındık, Page, Tina ve diğerleri.

Geçtiğimiz yıl önce Köpük’ü, ardından Maksi’yi kaybettik. Hepimiz çok üzüldük tabii ama en çok Boncuk etkilendi: Resmen hayata küstü. Kendine yatak odamızdaki sürgülü gardırobun içinde, kuytu bir köşe buldu ve oraya yerleşti.

İşte bu kitap, Boncuk’un annesinden önce ve sonraki hayatını anlatıyor. Aynı zamanda hayatıma değip geçen bütün köpekleri…

Kısacası köpeklere dair her şey…

Eser 2009 yılında Epsilon Yayınevi tarafından yayımlanmıştır.

Yorum Yap